Cuma, Aralık 26, 2014

8. E/İM Kurultayı Sonuç Bildirgesi



VIII. ENDÜSTRİ İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI SONUÇ BİLDİRİSİ

VIII. Endüstri-İşletme Mühendisliği Kurultayı, TMMOB Makina Mühendisleri Odası adına Bursa Şube sekretaryalığında 2-3 Aralık 2011 tarihlerinde Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi Oditoryumu’nda meslektaşlarımız, öğrencilerimiz, ilgili kurum ve kuruluşlardan temsilcilerin katılımıyla gerçekleştirilmiştir.
Kurultayımızda; 5 panel, 3 özel oturum, serbest forum ve 4 çalıştay sunumlarından oluşan 13 oturum gerçekleştirilmiştir. “Planlama Süreçlerinde Endüstri-İşletme Mühendislerinin Rolü” ana temasıyla gerçekleştirilen kurultayımıza 884 kişi katılmıştır.
Kurultayda endüstri-işletme mühendislerinin (EİM) eğitim, altyapı, gelişim, istihdam, örgütlenme koşulları, dünyadaki ve ülkemizin değişen koşullarındaki mesleki konumu, yeni teknolojilere uyumu, gelecekte alacağı roller, etkin ve yaygın çalışmalar sürdürebilmesi için mevcut durumu ve arzu edilen gelecek ekseninde çalışma alanlarının belirlenmesi konuları değerlendirilmiş, meslektaşlarımızın çalışma yaşamlarında kazandıkları tecrübeler paylaşılmıştır.


Planlamada Durum
Ekonomik planlama, en genel anlamıyla, ekonomideki kaynakların tahsisinin ve kullanımının planlı bir şekilde yapılması olarak tanımlanabilir. Detaylandırıldığında üretime ne kadar kaynak ayrılacak? Bu üretim hangi sektörlere ne kadar dağıtılacak, özel sektör ve kamu sektörüne kadar yatırım yapacak, ihracat ve ithalatın bileşimi ne olacak gibi kararların planlı bir şekilde merkezden düzenlenmesini merkezi planlama olarak nitelendirebiliriz.
Planlamanın merkezden belirlenmesi karar mekanizmalarının büyük ölçüde merkezde bulunan siyasi otoriteye ait olmasını sağlamaktadır. Bu durum konunun bir yönünü temsil etmektedir. Diğer bir yönü ise kapitalizm içerisinde sermayeler arası kâr ve rekabet dürtüsünün üretimin kaynak dağılımını; piyasa düzeninde kimlerin işsiz kalacağını, kimlerin ne kadar sermaye ve para kazanacağını belirlemesidir.

Genel Ekonomik Durum
Mühendisleri ve meslek uygulama alanlarımızı derinden etkileyen dünya çapında bir ekonomik bunalım söz konusudur. Bu bunalım, kapitalizme özgü yapısal sorunlar ve neoliberal politikaların bir sonucudur. Neoliberal serbest pazar ekonomisinin iflasını işaret eden krizle birlikte dünya genelinde ekonomi, 2. Dünya Paylaşım Savaşı’ndan sonra ilk kez bu ölçüde küçülmektedir. Küçülme ve durgunluk dünyayı sarmış, ülke ekonomileri iflas eder duruma gelmiştir.
Son ekonomik bunalımın nedenlerinden biri olan finansal hareket yoğunluğu, ekonomimizi kemirmektedir. Kaynaklarımız ağırlıklı olarak hizmet ve finans sektörlerine aktarılmış, özelleştirmeler ve yatırımsızlıkla sanayi altyapımız neredeyse dağıtılmıştır. Sanayide üretimin teşvik edilmemesi sonucu özellikle ara malı ve yatırım malı üreten sektörler taşeronlaşmaya yönelmiş, ülke sanayisi ithalata bağımlı fason bir yapıya büründürülmüştür. Sürekli artan ithalat girdileri, yüksek cari açık ve yüksek dış borçla ekonomimizin küresel gelişmelere bağımlılığı
daha da artmış, sürekli kriz tehdidi altında kırılgan bir yapı oluşturulmuştur. Üretim ve yatırımı dışlayan para, finans, rant ve sıcak para hareketlerine bağlı kılınan ekonomi ve sanayi politikaları istihdamı dışlayan bir büyüme illüzyonuna dayandırılmış, ara mal üretimi azalmış, yatırım alanları üretimi neredeyse rafa kaldırılmıştır.
Yaşanan bütün olumsuzluklara karşın, geleceğimizi ellerimize almak ve öz kaynaklara dayalı bir toplumsal kalkınma olanaklıdır. Söz konusu olumsuz gidişin nedeni olan dışa bağımlı politikalar terk edilmeli, emperyalist güçlerin dayattıkları programlar reddedilmelidir. Serbestleştirme, özelleştirme uygulamalarından vazgeçilmeli, ithalat politikaları gözden geçirilmeli, yerli yatırımcı özendirilmeli ve korunmalı, mühendislik sanayileri ve katma değeri yüksek ileri teknoloji isteyen alanlara yatırımlar yapılmalı, devletin ekonomideki yönlendiriciliği artırılmalı, net bir planlama-kalkınma yönelimi benimsenmelidir.

EİM Öğretiminde ve Yetki Alanlarında Genel Durum
Bugün birçok üniversitede Endüstri Mühendisliği en kolay açılabilir mühendislik bölümlerinden biri haline gelmiştir.
Öğretim kurumları bölüm açma ve kontenjan belirlemede fiziki altyapı, akademisyen sayısı gibi kriterleri net olarak tanımlamalı ve kalkınma planları doğrultusunda ihtiyaç kadar endüstri mühendisi mezunu verecek şekilde bölüm sayısı ve kontenjanlar belirlenmelidir. Bu süreçte özellikle meslek örgütümüz Makina Mühendisleri Odası ve üst birliğimiz TMMOB yer almalıdır.
Lisans eğitiminin kalitesini düşüren “uzaktan eğitim” uygulamasına son verilmelidir. Bununla ilgili kamuoyu yaratılması ve hukuki süreçlerin işletilmesi çalışmalarına Odamızca daha fazla zaman ayrılması, endüstri mühendislerine konunun öneminin çeşitli eylem ve etkinliklerle anlatılması gerekmektedir.
Meslektaşlarımızın sanayi ve hizmet iş kollarında sağlayacağı faydalar yeterince anlaşılamamıştır. Çalışma alanlarımız içinde yer alan stratejik planlama, fizibilite etütleri, kapasite raporlarının hazırlanması, tesis planlama proje yönetimi, iş gücü planlama, yönetim sistemleri gibi alanlara farklı meslek disiplinleri ikame ettirilmektedir.
Kurultayımızda stratejik planlama konusu tüm detaylarıyla tartışmaya açılmıştır. Yerel yönetimler ve kamu kurumlarında özgün, demokratik ve katılımcı stratejik planların üretilmesi konusunda bilim insanları ve yetkililerin fikirleri alınmış, konu yerel yöneticilerle tartışılmıştır.
Stratejik plan hazırlama süreçlerine Oda tarafından yetkilendirilmiş meslektaşlarımızın katılımının gerçekçi ve uygulanabilir stratejik planların hazırlanmasına yardımcı olduğu tespiti yapılmıştır.
Endüstri mühendislerinin stratejik plan hazırlık süreçlerinde görev almalarına yönelik yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi için Odamızca girişimlerde bulunulmalıdır. Bu konudaki bir üst aşama ise mesleki denetimin Oda tarafından yapılabilmesi sürecinin başlatılması olacaktır.
Ergonomi, Endüstri Mühendisliği açısından önemli ve temel bir alandır. Uygulamada, ergonomi çalışmaları ve bu çalışmalarda mühendislerin rolü önem kazanmaya başlamışken bu alanın Endüstri Mühendisliği eğitim müfredatından çıkartılmasıyla karşı karşıya kalmaktayız.
Ergonomi konusunun çok disiplinli olması, laboratuvar yatırımlarının yüksek olması gibi nedenlerden dolayı pek çok üniversitede geçmişte zorunlu dersler arasında olan bu konu, seçmeli dersler kapsamına alınmıştır.
Konunun mühendislik açısından önemi göz önünde bulundurularak özendirici ve farkındalık yaratacak etkinlikler düzenlenmelidir. Kurum içi ergonomi eğitimleri gibi çalışmaların tüm işletmelerde yapılmasını sağlayacak toplantılar ve eğitici faaliyetler düzenlenmelidir. MMO bünyesinde kurulan EİM MDK’ların kuracakları alt çalışma gruplarıyla pilot çalışmalar yürütmelidir.

Özel Sektörde Endüstri ve İşletme Mühendislerinin İstihdamı
Dünya genelinde yaşanan krizin etkileri devam etmektedir. Hâlihazırda var olan işsizlik ve istihdam konuları doğal olarak meslektaşlarımızı da etkilemektedir. Artan işsizlik baskısı, endüstri ve işletme mühendislerini daha düşük ücretler ve daha kötü çalışma koşullarıyla karşı karşıya bırakmıştır.
Meslektaşlarımızın iş alanlarının genişletilmesi amacıyla Odamız ve şubelerinde örgütlü olan meslek dalı komisyonları aracılığıyla meslek disiplinin tanıtılması, kamu ve özel sektörde istihdam olanaklarının araştırılması gibi çalışmalar yürütülmelidir.
KOBİ’lerde yeteri kadar kalifiye eleman çalışmasının ve yatırım yapılmasının önünü açacak düzenlemeler, endüstri mühendislerinin KOBİ’lerde gerçek formasyonları doğrultusunda istihdamının yolunu açacak ve bu durum ülke ekonomisi için ciddi avantaj sağlayacaktır.
Özel sektöre kamu tarafından sağlanan desteklerde verimlilik ve istihdam sağlama kriterleri ön planda tutulmalıdır. Bu konuda endüstri mühendislerinin görev almasını sağlayıcı yasal düzenlemeler kamusal kaynakların daha verimli şekilde kullanımı amacıyla devlet kurum ve kuruluşları tarafından yapılmalıdır.
Kamuda Endüstri ve İşletme Mühendislerinin İstihdamı
Endüstri mühendislerinin, kamu kurum ve kuruluşlarındaki istihdam oranı yeterli seviyede değildir. Edinilen mesleki birikimin kamuda kullanılmıyor olması bir planlama sorununa işaret etmektedir. Bakanlıkların işlev, hizmet, isim ve kapsamlarının bir gecede değiştiği bir yönetim için planlamaya önem veriyor denilemez. Endüstri Mühendisliğine gereken değerin verilmesi ve EİM’lerin kamuda görevlendirilmesi de öncelikle planlamanın doğru yapılmasına bağlıdır.
Ülkenin daha ileriye gitmesi için bilim ve teknolojinin ön planda tutulduğu bir planlama gereklidir. Bilim ve teknolojiyi üreten ve kullanan kişilerin istihdamıyla ilgili planlama da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Endüstri mühendislerinin kamuda daha fazla istihdamı toplum için büyük fayda sağlayacaktır. Odamız, tanımlanmış ve tanımlanacak yetki alanlarında kamuda EİM istihdamını artırmak için çalışmalar yürütmelidir.
Diğer taraftan, kamuda çalışanlara yönelik hak gaspları, sendikasızlaştırma, örgütlenme önündeki yasaklar sürdükçe ve sağlıklı bir çalışma ortamı yaratılmadıkça, mesleğimiz açısından ulaşılan nokta hedeflenenin gerisinde kalacaktır. Endüstri mühendisleri de dâhil olmak üzere tüm kamu çalışanları için demokratik ve emekten yana değişiklikler yapılmalıdır. İktidar baskısından arınmış üretken, toplumcu ve demokratik politikalar oluşturulmalıdır.

Sonuç
Gerek kamu kuruluşları gerekse de özel sektör işletmelerindeki planlama eksiklikleri ve sorunları, Kurultay oturumlarında konunun uzmanlarınca dile getirilmiştir. EİM’lerin planlama süreçlerinde daha etkin görevler üstlenmesi gerekliliği bir kez daha vurgulanmıştır.
Örgütlü olma konusunda yaşadığımız sıkıntı devam etmektedir. Örgütsüz olan endüstri ve işletme mühendislerine ulaşmak ve çabalarımızın ortağı yapmak için başta kurultayın katılımcılarına, EİM MEDAK ve MDK’larımıza önemli görevler düşmektedir.
EİM MEDAK ve MDK’ların Oda ve şube yönetim kurullarıyla koordinasyonunu sağlayacak, meslektaşlarımızın Oda örgütlüğü içinde yer almalarını özendirecek faaliyetlere önem verilmelidir. Bilinmelidir ki ancak ve ancak örgütlenme sorununu çözmüş meslektaşlarımız, toplumsal sorumluluk alanlarına yönelik çalışmaları yürütebilecek ve toplum yararına projeler geliştirebilecektir.
Ülkemizde kamu yararını esas alan tüm kesimlerle birlikte sanayileşme, üretimin artırılması ve bunların sonucu olarak da işsizlik sorununa kesin çözümler üretilmesi; gerçek anlamda demokratik işleyişin hayata geçirilmesi hedeflenmeli ve meslektaşlarımız bu doğrultuda başta Makina Mühendisleri Odası ve sendikalar olmak üzere değişik örgütlenmeler içerisinde aktif roller üstlenmelidirler.
Meslek ve meslektaş sorunlarımızın toplum ve ülke sorunlarından ayrı görülemeyeceği anlayışıyla çözüm için birlik olma zamanıdır.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası

TMMOB MMO EİM MEDAK Bülteni’nin onuncu sayısından alınmıştır. Bülten, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Haber Bülteni Temmuz 2011 Sayı 169 eki olarak 6 Ağustos 2012 tarihinde yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok: