VIII. ENDÜSTRİ
İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI SONUÇ BİLDİRİSİ
VIII.
Endüstri-İşletme Mühendisliği Kurultayı, TMMOB Makina
Mühendisleri Odası adına Bursa Şube sekretaryalığında 2-3
Aralık 2011 tarihlerinde Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi
Oditoryumu’nda meslektaşlarımız, öğrencilerimiz, ilgili kurum
ve kuruluşlardan temsilcilerin katılımıyla gerçekleştirilmiştir.
Kurultayımızda; 5
panel, 3 özel oturum, serbest forum ve 4 çalıştay sunumlarından
oluşan 13 oturum gerçekleştirilmiştir. “Planlama Süreçlerinde
Endüstri-İşletme Mühendislerinin Rolü” ana temasıyla
gerçekleştirilen kurultayımıza 884 kişi katılmıştır.
Kurultayda
endüstri-işletme mühendislerinin (EİM) eğitim, altyapı,
gelişim, istihdam, örgütlenme koşulları, dünyadaki ve ülkemizin
değişen koşullarındaki mesleki konumu, yeni teknolojilere uyumu,
gelecekte alacağı roller, etkin ve yaygın çalışmalar
sürdürebilmesi için mevcut durumu ve arzu edilen gelecek ekseninde
çalışma alanlarının belirlenmesi konuları değerlendirilmiş,
meslektaşlarımızın çalışma yaşamlarında kazandıkları
tecrübeler paylaşılmıştır.
Planlamada Durum
Ekonomik planlama,
en genel anlamıyla, ekonomideki kaynakların tahsisinin ve
kullanımının planlı bir şekilde yapılması olarak
tanımlanabilir. Detaylandırıldığında üretime ne kadar kaynak
ayrılacak? Bu üretim hangi sektörlere ne kadar dağıtılacak,
özel sektör ve kamu sektörüne kadar yatırım yapacak, ihracat ve
ithalatın bileşimi ne olacak gibi kararların planlı bir şekilde
merkezden düzenlenmesini merkezi planlama olarak nitelendirebiliriz.
Planlamanın
merkezden belirlenmesi karar mekanizmalarının büyük ölçüde
merkezde bulunan siyasi otoriteye ait olmasını sağlamaktadır. Bu
durum konunun bir yönünü temsil etmektedir. Diğer bir yönü ise
kapitalizm içerisinde sermayeler arası kâr ve rekabet dürtüsünün
üretimin kaynak dağılımını; piyasa düzeninde kimlerin işsiz
kalacağını, kimlerin ne kadar sermaye ve para kazanacağını
belirlemesidir.
Genel Ekonomik
Durum
Mühendisleri ve
meslek uygulama alanlarımızı derinden etkileyen dünya çapında
bir ekonomik bunalım söz konusudur. Bu bunalım, kapitalizme özgü
yapısal sorunlar ve neoliberal politikaların bir sonucudur.
Neoliberal serbest pazar ekonomisinin iflasını işaret eden krizle
birlikte dünya genelinde ekonomi, 2. Dünya Paylaşım Savaşı’ndan
sonra ilk kez bu ölçüde küçülmektedir. Küçülme ve durgunluk
dünyayı sarmış, ülke ekonomileri iflas eder duruma gelmiştir.
Son ekonomik
bunalımın nedenlerinden biri olan finansal hareket yoğunluğu,
ekonomimizi kemirmektedir. Kaynaklarımız ağırlıklı olarak
hizmet ve finans sektörlerine aktarılmış, özelleştirmeler ve
yatırımsızlıkla sanayi altyapımız neredeyse dağıtılmıştır.
Sanayide üretimin teşvik edilmemesi sonucu özellikle ara malı ve
yatırım malı üreten sektörler taşeronlaşmaya yönelmiş, ülke
sanayisi ithalata bağımlı fason bir yapıya büründürülmüştür.
Sürekli artan ithalat girdileri, yüksek cari açık ve yüksek dış
borçla ekonomimizin küresel gelişmelere bağımlılığı
daha da artmış,
sürekli kriz tehdidi altında kırılgan bir yapı oluşturulmuştur.
Üretim ve yatırımı dışlayan para, finans, rant ve sıcak para
hareketlerine bağlı kılınan ekonomi ve sanayi politikaları
istihdamı dışlayan bir büyüme illüzyonuna dayandırılmış,
ara mal üretimi azalmış, yatırım alanları üretimi neredeyse
rafa kaldırılmıştır.
Yaşanan bütün
olumsuzluklara karşın, geleceğimizi ellerimize almak ve öz
kaynaklara dayalı bir toplumsal kalkınma olanaklıdır. Söz konusu
olumsuz gidişin nedeni olan dışa bağımlı politikalar terk
edilmeli, emperyalist güçlerin dayattıkları programlar
reddedilmelidir. Serbestleştirme, özelleştirme uygulamalarından
vazgeçilmeli, ithalat politikaları gözden geçirilmeli, yerli
yatırımcı özendirilmeli ve korunmalı, mühendislik sanayileri ve
katma değeri yüksek ileri teknoloji isteyen alanlara yatırımlar
yapılmalı, devletin ekonomideki yönlendiriciliği artırılmalı,
net bir planlama-kalkınma yönelimi benimsenmelidir.
EİM Öğretiminde
ve Yetki Alanlarında Genel Durum
Bugün birçok
üniversitede Endüstri Mühendisliği en kolay açılabilir
mühendislik bölümlerinden biri haline gelmiştir.
Öğretim kurumları
bölüm açma ve kontenjan belirlemede fiziki altyapı, akademisyen
sayısı gibi kriterleri net olarak tanımlamalı ve kalkınma
planları doğrultusunda ihtiyaç kadar endüstri mühendisi mezunu
verecek şekilde bölüm sayısı ve kontenjanlar belirlenmelidir. Bu
süreçte özellikle meslek örgütümüz Makina Mühendisleri Odası
ve üst birliğimiz TMMOB yer almalıdır.
Lisans eğitiminin
kalitesini düşüren “uzaktan eğitim” uygulamasına son
verilmelidir. Bununla ilgili kamuoyu yaratılması ve hukuki
süreçlerin işletilmesi çalışmalarına Odamızca daha fazla
zaman ayrılması, endüstri mühendislerine konunun öneminin
çeşitli eylem ve etkinliklerle anlatılması gerekmektedir.
Meslektaşlarımızın
sanayi ve hizmet iş kollarında sağlayacağı faydalar yeterince
anlaşılamamıştır. Çalışma alanlarımız içinde yer alan
stratejik planlama, fizibilite etütleri, kapasite raporlarının
hazırlanması, tesis planlama proje yönetimi, iş gücü planlama,
yönetim sistemleri gibi alanlara farklı meslek disiplinleri ikame
ettirilmektedir.
Kurultayımızda
stratejik planlama konusu tüm detaylarıyla tartışmaya açılmıştır.
Yerel yönetimler ve kamu kurumlarında özgün, demokratik ve
katılımcı stratejik planların üretilmesi konusunda bilim
insanları ve yetkililerin fikirleri alınmış, konu yerel
yöneticilerle tartışılmıştır.
Stratejik plan
hazırlama süreçlerine Oda tarafından yetkilendirilmiş
meslektaşlarımızın katılımının gerçekçi ve uygulanabilir
stratejik planların hazırlanmasına yardımcı olduğu tespiti
yapılmıştır.
Endüstri
mühendislerinin stratejik plan hazırlık süreçlerinde görev
almalarına yönelik yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi için
Odamızca girişimlerde bulunulmalıdır. Bu konudaki bir üst aşama
ise mesleki denetimin Oda tarafından yapılabilmesi sürecinin
başlatılması olacaktır.
Ergonomi, Endüstri
Mühendisliği açısından önemli ve temel bir alandır.
Uygulamada, ergonomi çalışmaları ve bu çalışmalarda
mühendislerin rolü önem kazanmaya başlamışken bu alanın
Endüstri Mühendisliği eğitim müfredatından çıkartılmasıyla
karşı karşıya kalmaktayız.
Ergonomi konusunun
çok disiplinli olması, laboratuvar yatırımlarının yüksek
olması gibi nedenlerden dolayı pek çok üniversitede geçmişte
zorunlu dersler arasında olan bu konu, seçmeli dersler kapsamına
alınmıştır.
Konunun mühendislik
açısından önemi göz önünde bulundurularak özendirici ve
farkındalık yaratacak etkinlikler düzenlenmelidir. Kurum içi
ergonomi eğitimleri gibi çalışmaların tüm işletmelerde
yapılmasını sağlayacak toplantılar ve eğitici faaliyetler
düzenlenmelidir. MMO bünyesinde kurulan EİM MDK’ların
kuracakları alt çalışma gruplarıyla pilot çalışmalar
yürütmelidir.
Özel Sektörde
Endüstri ve İşletme Mühendislerinin İstihdamı
Dünya genelinde
yaşanan krizin etkileri devam etmektedir. Hâlihazırda var olan
işsizlik ve istihdam konuları doğal olarak meslektaşlarımızı
da etkilemektedir. Artan işsizlik baskısı, endüstri ve işletme
mühendislerini daha düşük ücretler ve daha kötü çalışma
koşullarıyla karşı karşıya bırakmıştır.
Meslektaşlarımızın
iş alanlarının genişletilmesi amacıyla Odamız ve şubelerinde
örgütlü olan meslek dalı komisyonları aracılığıyla meslek
disiplinin tanıtılması, kamu ve özel sektörde istihdam
olanaklarının araştırılması gibi çalışmalar yürütülmelidir.
KOBİ’lerde yeteri
kadar kalifiye eleman çalışmasının ve yatırım yapılmasının
önünü açacak düzenlemeler, endüstri mühendislerinin KOBİ’lerde
gerçek formasyonları doğrultusunda istihdamının yolunu açacak
ve bu durum ülke ekonomisi için ciddi avantaj sağlayacaktır.
Özel sektöre kamu
tarafından sağlanan desteklerde verimlilik ve istihdam sağlama
kriterleri ön planda tutulmalıdır. Bu konuda endüstri
mühendislerinin görev almasını sağlayıcı yasal düzenlemeler
kamusal kaynakların daha verimli şekilde kullanımı amacıyla
devlet kurum ve kuruluşları tarafından yapılmalıdır.
Kamuda Endüstri ve
İşletme Mühendislerinin İstihdamı
Endüstri
mühendislerinin, kamu kurum ve kuruluşlarındaki istihdam oranı
yeterli seviyede değildir. Edinilen mesleki birikimin kamuda
kullanılmıyor olması bir planlama sorununa işaret etmektedir.
Bakanlıkların işlev, hizmet, isim ve kapsamlarının bir gecede
değiştiği bir yönetim için planlamaya önem veriyor denilemez.
Endüstri Mühendisliğine gereken değerin verilmesi ve EİM’lerin kamuda
görevlendirilmesi de öncelikle planlamanın doğru yapılmasına
bağlıdır.
Ülkenin daha
ileriye gitmesi için bilim ve teknolojinin ön planda tutulduğu bir
planlama gereklidir. Bilim ve teknolojiyi üreten ve kullanan
kişilerin istihdamıyla ilgili planlama da bu kapsamda
değerlendirilmelidir.
Endüstri
mühendislerinin kamuda daha fazla istihdamı toplum için büyük
fayda sağlayacaktır. Odamız, tanımlanmış ve tanımlanacak yetki
alanlarında kamuda EİM istihdamını artırmak için çalışmalar
yürütmelidir.
Diğer taraftan,
kamuda çalışanlara yönelik hak gaspları, sendikasızlaştırma,
örgütlenme önündeki yasaklar sürdükçe ve sağlıklı bir
çalışma ortamı yaratılmadıkça, mesleğimiz açısından
ulaşılan nokta hedeflenenin gerisinde kalacaktır. Endüstri
mühendisleri de dâhil olmak üzere tüm kamu
çalışanları için demokratik ve emekten yana değişiklikler
yapılmalıdır. İktidar baskısından arınmış üretken, toplumcu
ve demokratik politikalar oluşturulmalıdır.
Sonuç
Gerek kamu
kuruluşları gerekse de özel sektör işletmelerindeki planlama
eksiklikleri ve sorunları, Kurultay oturumlarında konunun
uzmanlarınca dile getirilmiştir. EİM’lerin planlama süreçlerinde
daha etkin görevler üstlenmesi gerekliliği bir kez daha
vurgulanmıştır.
Örgütlü olma
konusunda yaşadığımız sıkıntı devam etmektedir. Örgütsüz
olan endüstri ve işletme mühendislerine ulaşmak ve çabalarımızın
ortağı yapmak için başta kurultayın katılımcılarına, EİM
MEDAK ve MDK’larımıza önemli görevler düşmektedir.
EİM MEDAK ve
MDK’ların Oda ve şube yönetim kurullarıyla koordinasyonunu
sağlayacak, meslektaşlarımızın Oda örgütlüğü içinde yer
almalarını özendirecek faaliyetlere önem verilmelidir.
Bilinmelidir ki ancak ve ancak örgütlenme sorununu çözmüş
meslektaşlarımız, toplumsal sorumluluk alanlarına yönelik
çalışmaları yürütebilecek ve toplum yararına projeler
geliştirebilecektir.
Ülkemizde kamu
yararını esas alan tüm kesimlerle birlikte sanayileşme, üretimin
artırılması ve bunların sonucu olarak da işsizlik sorununa kesin
çözümler üretilmesi; gerçek anlamda demokratik işleyişin
hayata geçirilmesi hedeflenmeli ve meslektaşlarımız bu doğrultuda
başta Makina Mühendisleri Odası ve sendikalar olmak üzere değişik
örgütlenmeler içerisinde aktif roller üstlenmelidirler.
Meslek ve meslektaş
sorunlarımızın toplum ve ülke sorunlarından ayrı görülemeyeceği
anlayışıyla çözüm için birlik olma zamanıdır.
TMMOB Makina
Mühendisleri Odası
TMMOB MMO EİM MEDAK Bülteni’nin onuncu sayısından alınmıştır. Bülten, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Haber Bülteni Temmuz 2011 Sayı 169 eki olarak 6 Ağustos 2012 tarihinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder